Çocuklarad Baş Ağrısı ve Tedavisi

Çoğu baş ağrısı çocuklukta teşhis edilemez. Çocuklar genellikle ebeveynleri ağrı kesici kullanmadığında veya bu tür baş ağrısı şikayetleri günlük hayatlarını etkilediğinde doktora sevk edilir.

Ailelerde genellikle “Herkesin baş ağrısı yok mu?” veya “Çalışmalarını veya günlük faaliyetlerini yapmamak için baş ağrısını bir bahane olarak kullanıyor.” Migrenler aslında erken yaşta başlar, ancak yetişkinler olarak teşhis edilir.çocuk baş ağrısı, çocuk baş ağrısı tedavisi, çocuklarda baş ağrısı oluşumu

Okul çağı çocuklarında baş ağrısı sıklığının% 5,9 ile% 82 arasında değiştiği görülmektedir. Tipik olarak, viral veya bakteriyel enfeksiyonlar, çocukluk döneminde gelişen baş ağrılarının en yaygın nedeni olarak kabul edilir. Bu, bulaşıcı hastalıklardan kurtulma ile uzaklaşan bir baş ağrısıdır.

Çocukluk döneminde sık görülen baş ağrıları; birincil (birincil) gerilim tipi baş ağrısı ve migren olarak bilinir. Birincil (birincil) baş ağrılarında çocuklar genellikle ağrının kafatasının önünde olduğunu belirtirler. Aileler çocukluk döneminde başın arkasındaki baş ağrıları için mutlaka tıbbi yardım almalıdır.

Çocukluk çağı migreni yetişkin migrenden farklı mıdır?

Çocukların migrenleri yetişkinlere göre daha kısa ve daha başlangıçlıdır. Baş ağrısının çocuklukta lokalizasyonu genellikle alında iki taraflıdır. Ağrıya, zonklama veya basınç hissi, baş ağrısı, mide bulantısı, kusma ve ışık ve sesten rahatsızlık gibi semptomlar eşlik edebilir.

Bir çocuğun günlük hayatını etkileyecek kadar şiddetli bir baş ağrısı bazen kendini ifade edemeyen bir çocuğun odasına gidip uykuya dalmasına veya huzursuz olmasına neden olabilir. Çocuklarda migren ataklarının süresi iki saat veya daha az olabilir.

Okul çağında erkek çocuklarda migren daha yaygındır. Bununla birlikte, ergenlik döneminde hormonal değişikliklerin başlamasıyla birlikte, kızlarda migren sıklığı erkeklerinkini aşmaktadır.

Çocuklarda gerilim tipi baş ağrısı var mı?

Gerilim tipi baş ağrısı, çocukluk çağında sık görülen bir ağrı türüdür. Bu baş ağrısı ile çocuk iki taraflı baskı ve ağırlık hissi şeklinde ağrıdan şikayet eder. Migren kadar şiddetli olmayan ağrı genellikle bir çocuğun gün içindeki aktivitesini etkilemez.

Çocuklarda migren ağrısının tedavisi

Tekrarlayan (epizodik) gerilim tipi baş ağrısı olan çocuklar sıklıkla stresli durumlar yaşayabilir ve okula gitmekten kaçınabilir. Kronik (kronik) gerilim tipi baş ağrısı, stresli yaşam olayları, boşanma, okulda zorbalık (zorbalık), fiziksel istismar ve istismar olan çocuklar bir nörologla görüşmelidir.

Anne olmak için geç değil!

Tüp Bebek Tedavisi Yan Etkilerini Azaltma

Tüp bebek tedavisinde hastada gözlenen yan etkiler çok daha düşük ilaç dozları kullanılarak en aza indirilebilir. En önemli yan etkilerden biri olan aşırı uyarılma (vücutta su birikmesi ve şişkinlik) tedavide kullanılan yeni ilaçlar ile daha az belirgin hale gelmiştir. Hasta tedavi süresince ilaçlara bağlı olarak 1.5-2 kilo alabilir ancak ilaçların iştah açıcı özelliği olduğundan hasta da dikkatli olmalıdır. Kilo alımı, hastanın vücuduna veya psikolojik durumuna göre değişen geçici bir durumdur.tüp bebek tedavisi, tüp bebek tedavisi yapımı, tüp bebek tedavisine başlama

Hamileliğin Takibi

Üreme çağındaki bir kadının hayatındaki en riskli dönem gebeliktir. Dolayısıyla bu riskler yaşla birlikte artmaktadır. Her hamilelikte aşırı kanama, dış gebelik riski, düşük, erken doğum, şeker hastalığı riski, yüksek tansiyon, gebelikte zehirlenme (preeklampsi) gibi birçok risk vardır. Tüm bu sorunların 40’lı yaşlarda ve daha büyük yaşlarda daha yüksek riske sahip olması nedeniyle, 40 yaş ve üstü hamile kadınlar yakından izlenmelidir.

 Doktora Ne Zaman Başvurulmalı?

Bir yıllık korunmasız araştırmalardan sonra genç çiftin kendiliğinden hamileliği yoksa, araştırmaya başlaması ve tedaviye başlaması, 40 yıl ve daha sonra altı ay içinde gebelik olmazsa bir gebelik geçirmesi gerekir. Eğer bu süreç yaşanmazsa tedaviye başlanmalıdır.

Sanılanın aksine 40 yaş ve üzerinde hamilelik …

40 yaşından sonra gebelerde doğum kusurları ve gebeliğe bağlı komplikasyonların görülme sıklığı artabilir ancak bu artış çok düşüktür. Günümüzde bilimsel ve iyi bir takip ile neredeyse tamamı önceden tespit edilebilmekte ve gerekli adımlar atılabilmektedir. Dahası, IVF’nin doğum kusurlarını önlemedeki rolü muazzamdır. Çünkü in vitro fertilizasyonda kullanılan preimplantasyon genetik tanı yöntemi sayesinde embriyolar tek tek incelenip genetik olarak sağlıklı görülebilmekte ve böylece Down sendromu dahil doğum kusurlarının önüne geçilebilmektedir. Bu, 40 yaş ve üzerinde hamile kalmanın çok daha güvenli olduğu anlamına gelir.

Hayvan Sevgisi ile Çocuk Gelişimi

Genellikle çocukların gelişiminde de hayvan sevgisinin büyük bir payı bulunuyor. Yalnızca çocukların gelişiminde değil insan gelişiminde de hayvanların katkısı vardır. Çocukların sadece annesinin, babasının ya da diğer insanların sevgisine değil de hayvanların sevgisine de ihtiyacı olur. Farklı sevgiler çocuğun gelişimini büyük ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle çocuğa hayvan sevgisini aşılamanız gerekir. Çocuk gelişiminin her evresinde farklı sevgilere ihtiyaç duymaktadır. Örneğin; çocuk doğduğunda annesinin sevgisine ihtiyacı bulunuyor. Bunu da anne sütünden, dokunmadan, mamadan vb. temel ihtiyaçlardan karşılamaktadır. Daha sonrasında oyuncaklarına karşı bir sevgisi bulunur.hayvan sevgisi, çocuklar ve hayvan sevgisi, hayvan sevgisinin çocuklara etkisi

Hayvan Sevgisinin Önemi

Kendine belirli bir nesne seçer veya o nesneye karşı büyük bir sevgisi olabilir. Bu bir oyuncak da olabilir bir ev eşyası da olabilmektedir. Zamanla çevresindeki kişileri çocuk tanımaya ve sevmeye başlamaktadır. Bir müddet çevresinde ki kişilerle ilgilenir ve onlardan sevgi beklemektedir. Ancak bu sevgiyi tanıma aşamasında hayvan sevgisinin de yeri olması gerekir. Çocuğun bir hayvana sahip olması çocukta birçok duyguyu geliştirmektedir. Özelliklede sorumluluk duygusu da başta gelmektedir.Çocuk evcil hayvan ile paylaşmayı, en sevdiği şeyleri onunla paylaşmayı, onu beslemeyi, yardım etmeyi, mutluluğunu veya mutsuzluğunu paylaşmayı öğrenmektedir. Kısacası çocuk evcil bir hayvan ile sosyalleşmenin ilk adımlarını atmaktadır. Ona sahiplenerek bağlılık duygusunu öğrenebilmektedir. Öfkelendiğinde bağırmayı, sonrasında bağırdığı için üzülüp onu sevmeyi öğrenmektedir.

Hayvan Sevgisinin Faydaları

Beslediği ve sahiplendiği hayvana çocuk bir şeyler öğretirken kendiside birçok şey öğrenebilir. İlk olarak çocuk korkusunu yenecektir. Örnek olarak; evcil bir köpek besleyen çocuk ona alıştığından dolayı diğer köpeklerden de korkmamaktadır. Fakat her hangi bir hayvan beslemeyen çocuk bir hayvanla karşılaştığında korkabilir. Çocuğun bu duyguları kazanması gelişimini olumlu yönde etkileyecektir.Çocuğu ile iletişim kuramayan veya sorunlar yaşayan ebeveynler sevgi ile birçok problemi aşabilmektedirler. Bu evrede evde hayvan besleyerek sorunları çözmeyi kolaylaşabilir. Çocuğunuzda hayvan korkusu bulunabilir. Genellikle çocuklarda bu durum fazla sık görülmemektedir. Çünkü çocuklar meraklıdır ve bir o kadar da o hayvana dokunmak, onun nasıl bir şey olduğunu anlamak istemektedirler.

Evde Gebelik Testi Nasıl Yapılır?

Bayanların çoğunun hayatının belirli zamanlarında hamile olup olmadıkları konusunda şüpheye düşerler ve bunu biran önce öğrenmek adına gebelik testi uygulamasını yaparlar. Evde olan ve dışarıya çıkamayan eczaneden gebelik testi alamayacak durumda olan bayanların evde çok pratik olarak uygulayabilecekleri gebelik testleri bulunmaktadır.evde gebelik testi, evde gebelik testi yapma, gebelik testi nasıl yapılır

Limon ile Yapılan Gebelik Testi

Sıklık ile adet gecikmesi yaşayan bayanların gebeliklerinin negatif çıkma korkusu nedeni ile çoğu zaman test yapmaktan korkarlar. Evde istenildiği zaman pratik bir şekilde yapılabilecek olan limon testi oldukça basittir. Limon testi birçok bayan tarafından denenmiş ve olumlu sonuçlar alınmıştır. Hamilelik testi için bir adet plastik bardağa idrarınızı yapın, daha sonra bir adet limonu ortadan ikiye bölün ve bir parçasını idrarınızı yapmış olduğunuz plastik bardağın içine damlatın. Bu işlemden sonra limonun içerisinde minik granülleri ya da tortular izleme işlemine koyulacaksınız. Tortular dibe çöküyor ise hayatınız boyunca almak istediğiniz en güzel haber sizin için gerçekleşmiş durumdadır. yani hamilesinizdir. Aksi durum ile karşılaşıldığı esnada yani limon tortuları dibe çökmek yerine idrarın üst yüzeyinde kalır ise hamile değilsiniz demektir.

Karbonat ile Yapılan Gebelik Testi

Gebe olup olmadığınızı öğrenme konusunda size yardımcı olacak diğer bir yöntem ise karbonat ile yapılan gebelik testidir. Bu gebelik testinde de limon testinde olduğu gibi plastik bir bardağa idrarınızı yapın. İçerisinde idrar bulunan plastik bardağın içerisinde yaklaşık olarak bir çay kaşığı kadar karbonatı yavaş bir şekilde dökün ve bu işlemden sonra idrar ve karbonatın yapmış olduğu tepkimeyi izlemeye başlayın. Karbonat döküldükten sonra idrarın üzerinde köpürmeye başlamış ise sevinebilirsiniz çünkü hamilesiniz. Karbonat döküldükten sonra hiçbir şekilde köpürme göstermeden direk dibe çöküyor ise hamile değilsiniz demektir.

Karbonat ve limon testi birçok bayan tarafından denenerek olumlu sonuçlar alınmış testlerdir. Sizlerde evlerinizde bu tür testleri uygulayarak kendi kendinize hamile olup olmadığınızı test edebilirsiniz. Yapılacak olan gebelik testlerinde sabah aç karna idrarın yapılmasına önem verilmelidir. Aç karna yapılan uygulamalarda daha net sonuçlar çıkmaktadır. Evde yapılan bu tür testlerin doğruluğu tespit edilmiş olsa da size en doğru sonucu yaptıracağınız kan testi verecektir.

Hamilelik Esnasında Kansızlık Olur Mu?

Hamilelik dönemi, bayanların vücutlarında başka bir can taşıdığı dokuz aylık bir periyottur. Sağlıksız ve düzensiz olarak beslenme hamile olan kişide çeşitli sorunlar meydana getirebilir. Hamilelik döneminde bebek, annenin vücudu şişman veya zayıf fark etmeksizin kendisi için gerekli olan mineralleri ve besinleri tüketerek kendi gelişimini devam ettirir. Bu sebepten ötürü de annenin normalde kendine yettiği besin öğelerine daha fazla ihtiyacı olur. Bu ihtiyaçlar karşılanmadığı taktirde, beslenme yetersizliğinin en net göstergeleri olan kansızlık, demir eksikliği ve kemik yapısının bozulması gibi problemler ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda da bebek anneye ancak yeten besin öğelerini kendisi için kullanamaz ve gelişmemiş, normalden düşük kilolu olarak sağlıksız dünyaya gelir. Ülkemizde de çok yaygın olarak görülen anemi yani demir eksikliği demir ve folik asit miktarının normalden az olduğu bayanlarda sıkça görülmektedir. Hamile bayanlarda, hemoglobin miktarı belirli bir seviyenin altına indiğinde, anemi teşhisi konulmaktadır.hamilelikte kansızlık, hamile kadınlarda kansızlık sorunu, hamilelik dönemi kansızlığı

Hamileliğini sağlıklı ortamda devam ettiren ve bu esnada düzenli olarak beslenip, doktor kontrollerini ve gereken tedavilerini aksatmadan yaptıran bir bayanın doğum sırasında kaynaklanan bir nedenle hayatını kaybetmesi veya felç olması normal şartlarda çok çok az karşılaşılan bir durumdur. Bu koşulların biri veya bir kaçı yerine getirilmediği taktirde ise annenin veya bebeğinin sağlığıyla ilgili problemlerin meydana gelme şansı oldukça yüksektir.

Vücuttaki demir miktarını sıfırlayan ve anemiye sebep olan faktörlerin dışında, demir eksikliği kendi başına bir ölüm nedeni olabilmektedir. Bunun dışında demir eksikliğiyle beraber anne adayının bağışıklık sisteminde ortaya çıkabilecek sorunlar enfeksiyon durumunu da ortaya çıkartır. Bağırsakta bulunan parazitler, beslenme düzeninde sorun oluşturarak anemide önemli bir paya sahiptir. Demir eksikliğinden meydana gelen anemi durumu hamileliğin birkaç hafta sonrasında görülmeye başlanır.

Demir Eksikliğini, Kansızlığı Önlemek İçin Ne Yapmalıyım ?

– Kesinlikle hamilelik boyunca sigara veya alkol kullanmamanız gerekmektedir.

– Bol bol taze sıkılmış meyve suyu veya taze meyve tüketilmelidir.

– Hamilelik dönemi boyunca doktor kontrollerini aksatmamalı hatta kişinin imkanı varsa bu dönem boyunca uzman bir diyetisyenden yardım almalıdır.

– Demir bakımından zengin yiyeceklere günlük beslenme programında sıkça yer verilmesi gerekmektedir.

– Demir içeren besinlerin yanında C vitamini deposu olan domates, portakal, greyfurt, maydanoz gibi yiyecekler yendiği taktirde vücuttaki demir emiliminin oranı artacağı için kansızlığa da engel olmaktadır.

Çocuklara Nasıl Eğitim Verilir?

Çocuklara eğitim verirken çok dikkat etmemiz gerekiyor. Çocuklara hem yardımcı olmamız gerekiyor, fakat aynı zamanda kendisinin bir şeyler yapabileceğini gösterebilmemiz gerekiyor. Örneğin bir resim boyarken, çocukla beraber boyamamanız lazım. Öncelikle bırakıp çocuğun kendisi boyaması gerekiyor. Bu şekilde çocuğa hem renkleri öğretiyorsunuz, hem de tek başına boyama yapabileceğini gösteriyorsunuz. Çocuğa bir şeyler öğretmeye çalışırken, onları sıkmamanız gerekiyor. Herkes hatasından öğreniyor, doğru değil mi? Çocuklarda hata yapabiliyorlar, ama onların üstüne giderek yaptıklarının hata olduğu göstermemek gerekiyor. Yaptıkları hatalarından öğrenmelerini sağlamak gerekiyor.çocuk eğitimi, çocuklara eğitim vermek, çocuklar nasıl eğitilmeli

Çocuklara Verilen Eğitimde En Büyük Hatalar

Çocuklara eğitim evde verilmeye başlar ve daha sonra okulda eğitimi devam eder. Evde eğitim verilirken, yapılan en büyük hatalardan bir tanesi, onlara bir şey öğretmek yerine, sürekli faaliyetleri beraber yapmaktır. Çocuk annesine şurasını bu renkte boya, burasını bu renkte boya diyor, annesi boyuyor. Bu durumun tam tersi olması gerekiyor. Bir başka durum ise, çocuk hata yaptığında, anne biraz kızıyor, sonra anında canım kızım veya oğlum demeye devam ediyor ve hatta sana meyve suyu vereyim mi, çikolata yer misin canım deniyor. Burada önemli olan iki dakika kızdıktan sonra anında tekrar bir melek olup çocukları ödüllendirmek değil, çocuğa yaptığının yanlış olduğunu anlatmak gerekiyor.

Okulda Çocuklara Verilen Eğitim

Okuldaysa birçok şey tam tersi oluyor. Çocuk daha renkleri öğrenmemiş, öğretmen diyor ki, şurasını şu renkte boya veya burasını bu renkte boya. Çocuk kafasına göre renkler seçiyor boyuyor, çünkü renkleri bilmiyor, sonra çocuk hata yaptı oluyor. Çocuğa öğretmeden çocuk onu yapamaz. Bazı öğretmenler bazı çocuklara şefkatli, diğerlerine daha sert davranıyor, halbuki çocukların hepsine eşit davranmak zorundadır. Maalesef bazen çocuklara okulda eğitim verilmiyor, aksine ayrımcılık yapılıyor.

Çocuklarda Cinsel İstismar

Ebeveynlerin korku dolu hayallerinden biri çocuk istismarıdır. İstismar söz konusu olduğunda, insanlar önce cinsel suçları düşünür, ancak çocuklara uygulanan her türlü şiddet, fiziksel ve ruhsal müdahale veya taciz istismar edilir. Sadece yetişkinlerin çocukları istismar ettiğini düşünmeyin. Ne yazık ki, çocuklar diğer çocukları kötüye kullanabilir. Ayrıca bir çocuğun ailesinden, televizyonundan veya başka bir çocuğa başvurarak maruz kaldığı olumsuz davranışlardan yararlandığı olaylar da vardır. Ebeveynlerin, çocuklarının istismara maruz kalıp kalmadığını anlayabileceklerine dair bazı işaretler vardır:çocuklarda cinsel istismar belirtileri, cinsel istismar nedir, çocuk cinsel istismarı

Çocuğunuzun yaşından büyük cinsel bilgileri varsa,

Günlük yaşamınızda aniden ortaya çıkan ani duygusal patlamalar varsa (şiddetli ağlama veya kahkahalarla gülme gibi),

Uyku ve yemek düzenlerinde gözle görülür değişiklikler varsa,

Tırnak yeme, ıslatma, öfke patlatma, yalan söyleme, belirli bir yetişkinin bir araya gelmek istememesi gibi durumlar yaşarsa,

Geceleri çığlık atarsa ​​bir kabus görür,

İçe dönük veya aşırı dışa dönükse,

Özgüven eksikliği varsa,

Takıntıları gerçekleştiyse,

Eğer yoğun bir suçluluk hissederse,

Ebeveynlere öfke ve düşmanlık hissederse,

Eğer okuldan kaçıyorsa

Sebepleri araştırmak yararlıdır. Aşağıdaki reaksiyonlar çok can sıkıcıdır, ancak çocuğun cinsel istismara uğradığını gösterebilir.

Açıklanamayan morarma, kızarıklık

Nedensiz karın ağrısı, vücut ağrıları

Genital bölgede ve çevresinde ağrı, kaşıntı, yanma

Yürüme ve oturma güçlüğü

İdrar yolu enfeksiyonu

Sıcak günlerde kalkış yapmaktan kaçının

Yaşınızdan beklenmeyen cinsel bilgiler

Baştan çıkarma davranışları

Yetişkinlere yönelik cinsel davranışları taklit etme

Bebeklerle ve diğer oyuncaklarla yetişkin cinsel ilişkilerini taklit eden oyunlar

Çocuklarımızı cinsel istismardan korumak için alabileceğimiz basit önlemler de var.

Çocuklarımızla açık ve dürüst bir iletişim kurmak,

Okuldan döndüğünde günün nasıl geçtiğini ve sevmediğin bir şey olup olmadığını sormak,

Güvenmediğimiz insanlarla yalnız bırakmamak,

Akranlarıyla oyun oynadıklarından emin olmak için,

Oyun zamanlarında kontrol,

Çocuklar ne derse desin, onlara inanmak için,

Teknoloji ve internet ile ilişkilerinin sınırlarını belirlemek.

Bebeğin Kalp Atışları Nasıldır?

Bir bebeğin anne karnındayken 6. haftadan itibaren ultrason, NTS gibi cihazlarla kalp atışını duymak mümkündür. Bu kalp atışlarını duymak anneye bebeğinin canlılığını kendisine olan bağlılığını hatırlatıp arada bir bağ oluşturur. Bir anne olarak bu anne bebek ilişkisinin güzelliğini verdiği mutluluğu anlatmak için gözyaşlarımı görmeniz gerekir.bebek kalp atışı, bebeklerin kalp atışları nasıl, bebeklerin kalbi nasıl atar

Hamileliğin 18. haftasından itibaren bebeğin kalbinin işleyişi hakkında izlenimler yapılabilir. Hatta günümüzde tıp o kadar ilerlemiştir ki anne karnındaki bir bebekte gözlemlenebilen hastalıklar aynı zamanda tedavi bile edilebilmekte ve uygulanan yöntemler verilen ilaçlar sayesinde oluşabilecek hastalıklar aza indirgenebilmektedir.

Kalp hastalıkları doğuştan da olabilmektedir. Genetik özellikler ve anne karnındaki süreç büyük rol oynamaktadır.1. derece akrabalıklarda kalp sorunları varsa %10 ihtimal dahi olsa risk taşıyordur. Fakat olan hastalıklar kroner kalp hastalıkları ise çocukta doğuştan bir kalp hastalığı riski oluşturmamaktadır. Kroner kalp hastalığı ilerleyen yaşlarda ve daha çok yanlış beslenme alışkanlıkları ile ortaya çıkmaktadır. Çocuklarda göğüs ağrısı genelde her 10 çocuktan 3’ünde görülebilmektedir. Bu göğüs ağrıları çocukta kalp hastalığı anlamına gelmez fakat her ebeveyn bu konuda tedirgindir ve bir uzmana danışma ihtiyacı içindedirler. Çünkü nadirde görülse kalp hastalıkları önemlidir ve erken teşhis büyük riskleri ortadan kaldırır. Bebekte bulunan bir kalp rahatsızlığı sık ve zor nefes alma, anne sütü alırken zorlanıyor olması ve yorulması, ağız çevresinde, dilde ve tırnak diplerinde morarma gibi bulgularla kendisini göstermektedir. Ayrıca sık akciğer enfeksiyonu olması doğuştan kalp hastalığı olabileceği ihtimalini güçlendirebilir. Böyle belirtileri anne ve babalar fark edebilirler. Çocuklarda kalp hastalığı ileri yaştaki bir kalp hastasına göre daha kolay tedavi edilebilir. İleriki yaş kalp rahatsızlıkları beslenme bozukluğunun da tetiklemesi ile zor tedavi süreci oluşturabilir. Çocuklarda görülen kalp hastalıkları cinsiyet farklılığı göstermemektedir. Bir anne özellikle hamileliği sürecinde çocuğunu önemsemeli ve onu kalbi kadar sevmeli korumalıdır.

Hamilelikte Mide Yanması ve Oje Kullanımı Zararları

Ojelerdeki Hangi Malzemeler Hamileler İçin Zararlıdır

Ojelerdeki toksik kimyasal maddeler, tırnak üzerinden emilerek kan dolaşımına geçebilir ve hamilelerde bebeğe zarar verebilir. Oje tolüen, formaldehit ve pitalik içerir.hamilelikte oje kullanımı, hamilelikte mide yanması, hamilelerde mide yanması sebepleri

Tolüen

Tolüen Güney Amerika’ya özgü olan Tulu ağacında bulunan doğal bir maddedir. Tolüen ojelerde çözücü olarak kullanılan ojenin ana maddelerinden bir tanesidir. Tolüene maruziyet, egzoz, tiner ve cila sanayide solunum yoluyla olabilir.Bu renksiz, berrak, kimyasal maddenin kendine has bir kokusu vardır ve sinir sistemi için zararlıdır. Tolüene yüksek düzeyde maruz kalan hamile kadınlar da bebeklerde, gelişme geriliği ve zihinsel gelişme kusurları görülebilir.

Formaldehit

Formaldehit oje ve kozmetik ürünlerinde kanserojen bir kimyasaldır. Kozmetik ürünlerinde %2 den daha az formaldehit kullanılması güvenlidir.

Pitalik

Pitalik, dibutilfitalat (DBP), dimetilfitalat (DMP) ve dietilfitalat (DEP) içeren kimyasal grubudur. Bu kimyasal maddeler kozmetik ürünlerinde kullanılmaktadır. ABD Gıda ve İlaç Merkezine göre, fitalatlar oyuncaklari gıda paketleri, vinil döşeme, oje gibi ürünlerde de kullanılmaktadır. FDA a göre fitalatların sağlık üzerine etkisi açık değildir.

Gebeliğin Erken Döneminde Mide Yanmasının Nedenleri

Mide yanması, hamilelik öncesi olmasa bile hamilelikte oluşabilir. Kadınlarda hamilelik sırasında mide ekşimesini hayatlarında ilk kez yaşayabilir. Şikayetler göğüste yanma, ağza acı su gelmesi veya mide içeriğinin ağza gelmesi, karın ağrısı, boğaz ağrısı hatta ses kısıklığı olabilir. Tedavi olarak genellikle anti asitler kullanılır ama bazen daha kuvvetli mide ilaçları kullanılabilir.

Sindirimde Yavaşlama

Mide ekşimesi, hormonal değişikliklere bağlı olarak gebeliğin erken dönemlerinde daha sıklıkla görülmektedir. Gebelik süresince progesteron hormonunun armasına bağlı olarak sindirim süreci yavaşlar. Bu sindirimdeki yavaşlama mide içeriğinin daha kolay bir şekilde yemek borusuna geri kaçmasına yardımcı olur. Hamilelikte yavaşlayan sindirim kabızlığa da neden olur.

Relaksin

Gebelik sırasında relaksin hormonunun salgılanması da artar. Bu vücutta gevşemeye neden olur ve vücudu doğuma hazırlar. Kalçaların gevşemesi bunlardan birisidir. Gebeliğin erken döneminde bu gevşeme yemek borusunu da etkileyebilir. Yemek borusu ile mide arasındaki, mide içeriğinin geri kaçışını engelleyen kasta da gevşeme olunca yemek borusuna mide içeriği kaçar ve yanma, mide ekşimesine neden olur.

Beslenme

Bazı besinler diğerlerine göre mideden yemek borusuna kaçışı artırır. Bu tür gıdalar şunlardır; baharatlı yiyecekler, soğan, sarımsak, yağlı yiyecekler ve kızarmış yiyecekler.

Doğum Nasıl Gerçekleşir?

Doğumun nasıl olacağını belirleyen birçok faktör vardır.Örneğin bebeğin anne karnında duruş şekli , bebeğin kilosu,  plasentanın ( eşi ) yerleşimi, annenin tıbbi durumu doğum  şeklini  belirler. Eğer tıbbi bir engel yoksa vaginal  doğum her zaman  tercih edilir. Doğum sancıları  özellikle  anneleri ürkütmektedir. Bir çok yerde uygulamaya sokulan  ağrısız (epidural) doğum sayesinde anneler doğum sancılarını hissetmeden  bebeklerini doğurabilmektedir.doğum nasıl olur, doğum türleri, çocuk doğurmak

 Doğum eylemi üç evreden oluşmaktadır:

1.Düzenli rahim kasılmaları ile rahim ağzının  açılması

2.Bebeğin doğuşu

3.Plasenta(eş)  ve diğer gebeliğe ait yapıların  doğuşu ve rahmin boşalması

Vaginal doğumun sorunsuz gerçekleşmesi   için 3  faktörün birbiri ile uyumlu olması gereklidir:Rahim kasılmaları ( güçler ) –bebek ( yolcu ) –rahim yolu ( kemik çatı )

Vaginal doğumda  rahim  kasları düzenli aralıklarla  kasılırlar. Bu kasılmalar karşısında rahim ağzı açılmalıdır. Rahim ağzı açıldıktan sonra devam eden kasılmalar bebeği rahim dışına itecektir. Bu itmenin olabilmesi  için bebek uygun pozisyonda olmalı ve  önünde bir engel bulunmamalıdır. Örneğin bebeğin yan ya da oblik durduğu durumlarda bu yolu  geçmesi mümkün değildir. Böyle bir durum varlığında vaginal  doğum gerçekleşemeyecek, eğer zamanında fark edilip sezaryene karar verilmez ise anne ve bebeğin hayatı tehlikeye girebilecektir.

Doğumun yaklaşması adetten belli olacaktır. Adetiniz düzensiz olmaya başlıyacaktır . Bu tıkacın amacı bebeği dış etkenlere karşı korumaktır. Doğum sırasında akıntı ile bir sıvı dışarı salınır. Yine doğumun  belirtilerinden biri de düzensiz rahim kasılmalarıdır. Kişi bu kasılmaları  bel ve kasık ağrısı  olarak algılar. Yalancı doğum sancıları adı da verilen bu kasılmalar istirahat ile geçer ve sıklık ile şiddeti zamanla artmaz. Suyun gelmesi doğumun bir diğer belirtisidir. Genelde bebeğin suyu geldikten sonra  24 saat içinde eylem başlar.

Doğum eyleminde en uzun süreç rahim ağzının  açıldığı evredir. Özellikle  bu evre ilk gebeliklerde  12-16 saat kadar sürebilir. Bu sürenin sonunda rahim ağzı  tam olarak açılır ve yaklaşık bir saat içinde doğum gerçekleşir. Sonrasında 30 dakika içinde  plasenta doğar. Doğum esnasında  bebeğin çıkışını kolaylaştırmak amaçlı  perine cildine kesi ( epizyotomi) yapılır.Doğum işlemi bittiğinde  kesi yeri  dikilir. Bölgenin  kanlanması çok iyi olduğundan  dikişler kısa sürede iyileşir.Epizyotomide  amaç  annenin genital bölgesinde  istenmeyen yırtıkları önlemektir. Çünkü bölgedeki  zorlanma ve düzensiz  yırtıklar ileride rahim sarkması ve idrar tutamama gibi sorunları beraberinde getirecektir