Şeker, 16. yüzyıldan beri şeker pancarı veya şeker kamışının işlenmesinden elde edilen bir katkı maddesidir. Dolayısıyla şekeri besin veya gıda olarak tanımlamak yanlış olur. Bu işlenmiş şekere kristalize şeker denir. Mısırdan elde edilen kristalize şekerler ve glikoz, özellikle uzun süreli ve düzenli kullanımdan sonra insan sağlığına zararlıdır. Şeker, raf ömrünü uzatan ilave kimyasallar nedeniyle oldukça bağımlılık yapar. Tüketilen şeker miktarı arttıkça daha fazla tüketmek istediğinizi fark edeceksiniz. Proteinler, yağlar, vitaminler ve mineraller açısından herhangi bir besin değeri içermeyen rafine şeker, sağlığımız için de zararlıdır. Şeker içeren besinler tükettiğinizde beyin doğrudan uyarılır ve ödül mekanizması devreye girer. Böylece dopamin hormonu salgılanmaya başlar.
Rafine şeker tüketilmesi durumunda sindirim sırasında hemen kana karıştığı için metabolik dengeyi bozar. Böyle bir durumda beynimiz sigara ve alkole tepki verir. Bir yandan son derece bağımlılık yapar, diğer yandan yavaş yavaş vücudumuzun sağlığına zarar vermeye devam eder.
Rafine şekerden kaynaklanan sağlık sorunları;
Bu, karın ve bel çevresinde yağ birikmesine neden olur.
Kontrolsüz ve tutarlı kullanım obezite, fazla kilo ve obeziteye neden olur.
HDL kolesterolü düşürür ve kan trigliserit düzeylerini artırır.
Bu, vücudun su tutmasını ve şişmeye neden olmasını kolaylaştırır.
Bu, glikoz seviyelerinin yükselmesine neden olur.
Şeker tüketimi düşük kan şekeri olan hipoglisemiye neden olur.
Aşırı şeker tüketimi diyabete yol açar.
Yağ oranı yüksek olan obez hastalarda yüksek tansiyona neden olur.
Yiyeceklerin sindirimini yavaşlatır ve hazımsızlığa neden olur.
Bu, bağırsak hastalıklarında Crohn hastalığı ve ülseratif kolit gibi daha ciddi hastalıkların oluşumunu tetikler.
Şeker vücuttaki tüm kanser hücrelerini besler.
Mantarın bağırsaklarda kontrolsüz büyümesine ve dolayısıyla pamukçuk oluşumuna neden olur.
Bu da oniki parmak bağırsağı ülseri ve mide ülseri gibi hastalıkları olan hastalarda hastalığın tekrarlamasına neden olur.
Bu, yağlı bir karaciğer oluşumuna neden olur.
Bağışıklık sisteminin direncini azaltır ve zayıflatır.
Bu, cildin kuruduğunda soyulmasına, kurumasına ve çatlamasına neden olur.
Bu da kalp krizi riskini artırır ve buna neden olur.
Cildin elastikiyetini kaybetmesi cildin erken yaşlanmasına ve sarkmasına neden olur.
Aşırı şeker tüketimi sonucunda zamanla kan damarlarının tıkanmasına neden olur.
Rafine şeker yerine doğal şeker;
Bal: Saf doğal bal, herhangi bir katkı maddesi içermediği takdirde son derece sağlıklı bir besindir. Ayrıca antibakteriyel özelliğinden dolayı içinde mikroorganizmalar yaşayamayacağı için çok daha sağlıklı bir seçenektir.
Hindistan Cevizi Şekeri: Hindistan cevizi şekeri hafif karamelize, açık kahverengi renkte ve rafine şekere benzer bir yapıya sahiptir. Ayrıca çok az işleme tabi tutulduğu için içerisinde doğal vitamin ve mineralleri tutabildiğini de belirtmek gerekir.
Melas: Enerji depolama cihazı olarak adlandırılan melas, çeşitli meyvelerin öğütülmesi ve suyunun kaynatılmasıyla elde edilen bir gıda ürünüdür. Pek çok farklı şekilde ve çeşitli yollarla elde edilse de şekerin en önemli doğal kaynaklarından biridir. Ayrıca sağlığımız için de birçok yönden faydalıdır.
Tarih: Lifli yapısı nedeniyle uzun süre tok kalmaya eğilimli olan tarihler; Protein, vitamin ve mineraller açısından son derece zengin bir besindir. Doğal bir şeker ikamesi olan hurma, € şeker içerir.
Keçiboynuzu özü: Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri içeren keçiboynuzu özü kullanılırken soğuk preslenmiş olmasına dikkat edilmelidir. Ayrıca fırın malzemesi olduğu için kek, kurabiye gibi tatlı hamur işlerinizde de kullanabileceğinizi hatırlatmak isteriz.